14 Haziran 2012 Perşembe

Normalleştirme üzerine;


Belgrad’dayım. Üç tane (kızkardeşim) Özge ile aynı odada kalıyorum. İkisi İtalyan biri Fransız üç kızla aynı odada. Odaya giriyorum. Öyle iç çamaşırlarıyla oturuyorlar, dolanıyorlar odada. Ben kasılıyorum. Özge’yi düşünüyorum. Zamanla biraz daha rahatlayıp o haldeki kızlarla konuşabiliyorum. Aslında anormal olan benim. Normali onlarınki. Fark ediyorum. Ama durum komik. Yani odaya giriyorum hepsi gayet rahat iç çamaşırları ile odada dolanan üç tane kız. Benim odaya girdiğimi görünce gülümseyerek merhaba diyorlar. İlk başta onlarla ilgilenmediğimi göstermek için elimden geleni yapıyorum. İzotop ayrıştırıcısı bulup fizik alanında Nobel’i alma motivasyonu ve ilgisiyle çoraplarımı katlayıp çantamı düzenliyorum. Zamanla ben de içimden bu durum normal, bu durum normal diye tekrarlayarak odaya giriyor, merhaba diyorum. Hatta normal olduğuna kendimi inandırmak için nasıl gidiyor diye soruyorum. Sohbet falan bile ediyorum. Ama içinden gelen odada ne işim varsa bitirip hemen odadan çıkmak. Sonrasında mesele benim için de normalleşiyor. Artık ben de üzerimi değiştiriyorum yanlarında, kızların üzerinde don sütyen, Belgrad’ın müzerinden konuşmaya başlıyoruz. Tesla müzesini gördün mü? Mutlaka görmelisin. Çok güzel çizimleri var. Öyle mi? Biliyor musunu o deney düzeneğini hazırlamak için kaç yılını harcamış Saldım kendimi. Öyle cinsiyetsizim. Durum benim için daha fazla normalleşmeden Belgrad’dan ayrılıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder